8. BÖLÜM: Sen Sevme Yavrum, Sen Başka Seviyorsun!
- nurlarinsultani
- 5 Kas
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 gün önce
01.07.2015
Ne kadar seversen o kadar derin kırılırsın. . . Kimseye vermeyip ellerindeki kalan vakti yani tüm kıymetli varlığını sadece ona vermek istersin. . . Sonra da kırılır yüreğin işte. . . Çünkü o; kalan tüm kıymetli vakti, dağıtmak ister başkalarına. . . Bu düşüncesi, kırar seni her dile getirişte. . . Her savunuşu, senin yüreğine ilan ettiği bir savaştır, "Anlamaz ki oküz!"!!!
Belki de annemin tembihlediği gibi ben; sevmemeliyim kimseyi, sevmemeliyim, ben başka seviyorum!!! Ve sen, fark ettim ki benden çoktan ayrılmışsın. . ! Ve ben, gerçekte yine yalnızım. . . Ruhumdan anlayan yok, dilimden anlayan yok, halimden anlayan yok. . . Ben hala ait olmadığım bir dünyadayım. . . Hala seversem çok kırılacağım, acı içinde kıvranacağım. Hala kimse taşıyamayacak bu sevgiyi, anlayamayacak..! Ve kahrolacağım. Kulaklarımda annemin yakarış sesi, tenimde sımsıkı kollarıma gelişi ve gözlerimde sağanak yağmurlu acı içindeki bakışları: "Sevme yavrum! Sen sevme! Sen başka seviyorsun!!!" Bir bunda haklıydı ve bu yakarış hiç aklımdan çıkmadı. . .
Avuttum yüreğimi "Dayan!" dedim, "Bitecek bu yalnızlığım-yalnızlığın!", " Yaza kadar dayan, gelecek hayat arkadaşın!". . . Ben hep ona susadım, oruçluymuşcasına iftarım olacak yaz vaktine erteledim; sevinçleri, oyunları, huzuru, mutluluğu, içimdeki sancıyı. . . Sustum sözlerimi, zapt ettim yaşlarımı, hapsettim öfkemi; vaktimi bekledim, hasretini çektiğim yarimi bekledim. "İlle de sen!" demedi ki benim gibi. . .
Ben geçen zaman içinde ona susarken o ailesine susamış. . . Kim olduğu ne fark eder!? Yakın, uzak, el, akraba başka işte, başkası, başkaları işte! O başkalarına susamış. . . Benim yüreğim onsuz hiçbir şey yapmak istemezken o. . . . . . . . .
Nasıl kırılmasın ki seven gönül!? Nasıl incinmesin, araya ağyarı sokmuş yar!? Bana özlemden bahis yok, ağyar hasretinin bahsi dilinde ateşli. . . Gidecek de gidecek. . . Halimi anlamıyor ne hezeyan! Bunu "izin vermemek" sanıyor. . ! Erkekler yaparmış bunu, kadınlarını ailelerine göndermezlermiş. . . Bense bir kadın olarak bunu kocama yapıyormuşum. . ! Niye ailesiyle görüşmesini istemiyor muşum!? Ne yapmış onlar? Her ne yaparsa yapsınlar, o ailesine gidecekmiş, o benim gibi düşünmüyormuş, ben gibi değilmiş..............
Ve yine vazgeçiyorum her şeyden ben, ölümün kucağı sıcak geliyor, uzaklar çağırıyor. . . Görünen o ki servet-i fünun neslindenim. . .
Sessiz çığlıklarım var benim. . . iç çeke çeke ağlayışlarım; gecenin karanlığına yağmur gibi değen ağlayışlarım var benim. . . Tepeleme kırık hayal parçalarının bulunduğu gönül çöplüğüm var. . . Bilir misin ne zaman beni küçücük üzsen tüm kırıklar hücuma kalkar her yanından aynı anda saplanıverirler yüreğime ve çocukluk hastalığım, yüreğimin sessiz çığlığını duyup koşuverir. . . Aldığım hiçbir nefes inmez ciğerlerime. . . Tıkanıverir her aldığım nefes göğsümde, ulaşmaz yaşatmak için hücrelerime. Beni boğmak, yok etmek, öldürmek istercesine geçit vermez yarım nefeslerime. . .
Önce güneş gibi göz kamaştırdın hayatımda sonra yoksun, yoksun, yoksun. . . Bir yıllık oruç oldu yokluğun. . . Sonra iş....te sonra. . . İftar sofrasında aç kaldı yüreğim, ben bezelyeyi hiç sevmedim. . . Sense tek yüreğimin karşılığında bir yüreğin içinden çıkan başka başka taneler sundun. . . Ama Allah şahit ki ben ömrümde hiç bezelyeyi sevmedim! Yemedim. . . Bir yüreğin Sunduğu Teklik'in karşılığında Çok'luk en büyük ihanet değil mi..?
Ve inan, sana sadece beni anlamadığın için kötü sözler haykırıyorum. . . Beni anlamadığın için. . . Ve bilmelisin; ne zaman canım yansa, derinden kırılsam konuşamam. . . Acı keser sesimi, çaresizce nefessiz çekerim. . . Hiç bilmezsin. . . Bilmezsin. . .
13.11.2015
İşte öyle birden aklıma geliverdi evliliğimizin ilk yılında bir pazartesi akşamı okuldan eve gelişim, bana kapıyı açışın ve hazırladığın tabaklar masada. . . Ne güzel de kızartmıştın tavuk parçalarını şekil vererek nar gibi kırmızı. . . Servis tabaklarında nar gibi tavuklar ve süslü süslü bir sunum. . . Çok beğenmiştim, şaşırmıştım da üstelik, bunca ince ayrıntıyı nasıl düşünüp de yapabilmiştin?
Hım. . . Düşünüyorum da ayrılık süremiz birliktelik süremizden daha fazla olmuş; iki yıl. . . Bir buçuk yıl evli; iki yıl ayrı evlerde, ayrı şehirlerde, ayrı düzenler. . . Yazık olmadı mı bize!? Yine döndük başlangıç noktasına. . . Her yaz yeniden evlen, her sonbahar yeniden ayrıl. . .
Çileyi çeke çeke omuzlarım kasıldı
Hedefi bulmayan her ok, ruhuma darıldı
Yarin gönlü meğer imiş cadı kazanı
Bizim yürekse elinde kurbağa bacağı
Dur, alma, etme, lazım para harcanır mı
Pandora'nın Kutusu oldu evde bizim beyin dolabı
Taşın altına aman koyma elini, beklemek kolaydır
Ne olsa gelecek, zahmet etme, tapulu karındır
Duayı duaya ekle, umudu umuda, bugün değilse yarındır
Vaveyladan, yeisten kime gelmiş ki fayda
Sabah ola hayrola. . . Tevekkül hayırdır. . .
Evlilikle Birlikte
Dr. Nurcem Hanzadebek Çep





Yorumlar