10. BÖLÜM: Haksızlığa Uğramak Benim Hakkımdı!
- nurlarinsultani
- 19 Kas
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 gün önce
26.09.2017
Yıllar bardaktan boşalan yağmur misali akıp gitmiş. Birinci beş yıllık kalkınma planımız bi-iznillah tamam oldu :) Artık bir evimiz var diyebiliriz henüz yüklüce borcu olsa da. . . " Ya kendi evime geçerim ya da annemin evine dönerim!" tehdidi ile de olsa imkansızlıklar içinden bir imkan çıkartarak Allah ev aldırdı kocama.
Kader çok garip, Rabbim çok lütufkar: Koltuğunun arkasına yaslanıp kalmış şekilde hayretle izlenen bir film gibi kalemi. . .
Ailemden herkes benim hayallerimi gerçekleştirmeye koşturuyor; annem, babam, kardeşlerim, eşim. . . Şaşırıyorum, utanıyorum ve bazen haddimi de aşıyorum. . . Babam evin benim istediğim gibi olması için ter döküyor, annem temizleyeceğim diye kendini paralıyor, kardeşlerim sıvası, alçısı için bilek sallıyor. Burnumun direkleri sızlıyor "benim istediğim gibi" olması için uğraştıklarını her dile getirişlerinde. . . Yıllar öncesine gidip geliyorum ve doluveriyor gözlerim sızıyla. . .
Ve korkuyorum, Rabbim sevdiği için mi bunca güzelliği bahşediyor yoksa cehennemin dipliklerindenim de dünyada mı cenneti yaşatıyor..?
28.02.2018
Karşımda suçlu olmaktan, suçlanılmaktan dengesi şaşmış bir adam. Onun karşısında her şeye yetmek, koşmak, yapmak zorunda olmaktan bıkmış bir kadın.
Adam konuşsa "Ben bir şey yapmadım bu defa!" diyor. Kadın konuşsa yine suçlamış olacak, susuyor. . . Bu defa susuyor. . . Adam suçsuz olmak istiyor ve aslında konuşurken kadına değil vicdanına söylüyor : "Ben bu kez bir şey yapmadım!". Adam suçsuzluğuna kendini ikna için konuşuyor. Kadın susuyor, susuyor. . .
Adam kadını seviyor, üzecek bir şey yapmış olmayı kabul etmiyor. . . Kadın adamı seviyor ama kırılmış, susuyor. . .
Seni seviyorum çocuk. . . Hiç farkında olmaksızın bana destek oluşunu, hiç bilmeden yaralarımı sarıyor oluşunu, hiç anlamasan bile anlayışlı oluşunu seviyorum..!
Biliyorum, çok zorlanıyorsun. Sana "güçlü bir sen" bırakmak istiyorum; geniş açıdan bakabilen, güzel giyinmeyi bilen, özgür iradeli, yeni şeyler yapmayı denemekten korkmayan, utanmayan, çekinmeyen "güçlü bir sen" bırakmak istiyorum sana. . . Belki bir gün terk edersen beni, bana verdiğin güzelliklerin karşılığında sana senin bilmediğin ama benim gördüğüm o güçlü seni vermiş olmayı istiyorum. . .
22.09.2020
Bu gece köydeyken henüz dört yaşımı doldurmamışken anne ve babamla yaşadığım "ısırgan otuyla dövülme" tehdidini aldığım anı çalıştım, birden aklıma geldi o anı nedense... Sezgisel olarak touching noktası belirledim biraz da hücresel hafızayı tahmin ettim. Çok ani bir şekilde o anki duyguları yeniden hem de tam o andaki gibi duymaya ve ihtiyarsızca ağlamaya başladım. Sonra o andan hemen önceki sahnelerde annemin bana söyledikleri yüzünden duyduğum çaresizliği ve kimsesizliği, annesiz-babasız kalma, onlar tarafından terk edilme korkusu yaşadığımı hatırladım. "Senin annen baban olmayacağız artık!" demişti babam, annem ona beni "Kardeşi olduktan sonra böyle yapmaya başladı, bilerek yapıyor!" diye şikayet edince. . . Tek bildiğim, bilerek bir şey yapmadığımdı. Ne olduğunu, nasıl olduğunu, ne zaman olduğunu bile anlayamıyordum ki. . . Çaresizdim. . . Onlar beni terk etmekle korkutunca ben içimde onları mı terk ettim bilmiyorum. . . Haykıra haykıra ağlamak geliyor içimden. . . Çok şiddetli ve çok derin bir ağlama isteği. . . Durduramıyorum kendimi, ağlıyorum. Hiçbir şey yapmaksızın, elimde olmayan şeyler yüzünden terk edildiğime/edileceğime meğer öyle inanmışım ki. . . Beni babama şikayet eden annem, güvenip sığındığım annem nasıl da beni şikayet edip babamın öfkesine atıverdi!? Bana ihanet etti..! 33 yaşındayken yeniden 3 yaşlarında olup o an hissedip anlamlandıramadığım, adlandıramadığım, tarif edemediğim, kendime bile ifade edemediğim her ne duygum varsa bu gün hepsi ortalığa saçıldı artık!
(2025'ten O Güne Notlar) Hayatımdaki olumsuzlukları birini günah keçisi ilan edip üstüne yıkmayı bıraktığım ve yüzümü kendime döndüğüm ilk zamanlar bunlar. . . Bu hayatımın kitabının "Oku!"masını yapmaya başladığım ilk acemiliğim. . . Hayatımdaki en sevdiğimin, en güvendiğimin, bağlandığımın "İhanet" kavramıyla neden hayatımda var olduğunu ilk okuma ve çözme çabalarım bunlar. . . İlk ihanete uğrayışım. . . İlk terk edilişim. . . Elimde olmayan olaylar yüzünden ilk cezalandırılışım. . . Suçlamayı bıraktım, Nedenler, sebepler aramaya koyuldum, çözüme ve kurtuluşa odaklandım, hikmeti buldum ya da aradım. Bu döngü burada artık kırılsın, bu ihanete esaret artık özgürlükle nihayete kavuşsun, kısır döngü olmaya meyletmesin! Aynaların farkına vardım, hepsinde gördüğüm ben'dim. . . Hepsinde suçladığım ben'dim. .. Her ayna başka düzeltilecek, törpülenecek bir yanımı sunuyordu bana. İnsan insana nasıl ayna olurmuş işte şimdi anlamaya başlamıştım ve bunu en iyi şekilde kullanmaya çabalıyordum. Gördüysem eksiği, düzeltebilme şansım vardı!!! Başkasını asla düzeltemezdim ama kendimi düzeltebilirdim! Başkasına dokunamazdım ama kendimi yeniden inşa edebilirdim! Madem olması gerekene ışık tutuyordu Rabbim, madem ders veriyordu her dertle, her yaşanmışlıkla bana, o zaman okuyup da O'nun istediği gibi terbiye ve tanzim edebilirdim kendimi, benliğimi. Kendini bilip O'nu bilme seferiyse hayat, işte şimdi ancak başlamıştı yakın dövüş, Sırat işte karşımdaydı artık! Geçebilecek miydim, yoksa aynaları suçlamaya, aynaları kırıp parçalamaya devam mı edecektim!? Evlilikle Birlikte Başladı Hiç Görmediğim, Bilmediğim Gerçeklerime Uyanışım. . !
29.09.2020
Kendi kendime yaptığım psikolojik çalışmadan sonra 3 gün boyunca ağladım. Ablam durumdan haberdar olunca çok korktu, bana ısrarla bir EFT uzmanı bulup görüştürdü. Halbuki ben o meseleyi çözmüş, Pandora'nın kutusunu açmış gereken müdahaleyi de yapmıştım. Derin ve köklü bir travmaymış ki duygu sağaltımı şiddetli olup uzun sürdü. Yaşamıma-evlilik ilişkime etki ettiğini düşündüğüm başka bir çocukluk travması seçtim ben de uzmanla çalışmak için 5 yaşıma ait. Ama yine de çalışma sonrasında kendimi huzursuz ve tatsız hissettim. Kimseyle konuşmak, boş boş gevezelik etmek istemiyor insan. . . Halden anlayan var mı? Yok..! Evli olduğum adam kahvaltıda saçma sapan bir şeyler yapınca tansiyon yükseldi tabi, mesele büyümediyse de o vakitte, akşam sahildeyken yeniden nüksetti. Hiç konuşasım yok, konuşmuyoruz da zaten.
25.10.2020
İkinci seansı bugün yaptık. Her gece imgeleme çalışması yapmam gerekiyormuş. Her sabah da üç tur EFT ile telkin yapmam gerekiyormuş "annem ayrı, ben ayrı" diye 21 gün boyunca aralıksız. İlk çalışma sonrasında karnımda bir kelebeklenme oluyordu ve ardından sağ yumurtalığımda bir sancı. Son zamanlarda ne zaman bağdaş kursam arkadaşlarla konuşurken sağ dizim de sancılanıyordu. Tüm bu hücresel hafıza bana bir şeyler anlatıyor geçmişe dair. Diz meselesini hatırladım. 11 yaşımda annemin annesinden yadigar oklavayı dizimde kırdığı anıyı hatırladığımda dizimdeki sancılanma hafifledi, hatta artık varla yok arasında, Sanırım doğru noktaya parmak bastım demek oluyor bu hafifleme. Fakat annemi ve bana yaptıklarını kabule hazır olmak pek de kolay olmadı.
(2025'ten O Güne Notlar) Sofra önünde oturmuş hamur açmakla meşguldü annem ve kardeşim hiç de doğru olmayan şeyler yapıyordu o esnada fakat annem onu durdurmuyor, uyarmıyor hatta kayırıyordu. Ben de "Sen böyle yaptıkça o doğruyu öğrenmeyecek!" demiştim. Ve bunu dediğim gibi öfkeden ayağa kalkıp elindeki oklavayı sağ dizime vurdu. sanırım bağdaş kurmuş oturuyordum. Ve vurduğu gibi dizim kitlendi, açamadım, Annem bu esnada "Annemin oklavası kırıldı, tüh tüh!" diye vahlanıyor üzülüyor dövünüyordu. Ablam "Anne çocuğun dizi zarar gördü sen oklava derdindesin!" diye serzenişte bulunsa da tutumu ve duygusu değişmedi. İki hafta dizim kitli kaldı, kullanamadım ama hiç umurunda olmadı annemin.
Öfkeliydim, çok doğru bir gerçeği söylemişken, üstelik de haklıyken bana yaptığı bu vurma ve sonrasında da yaptığı şeyi ve beni görmezden gelme tavrını affedemiyordum. Affedecek hiçbir yol yoktu, düşündükçe çıldırıyordum. Neden!? Neden yaptı bunu bana!? Kızması gereken kardeşimken neden bana zulmetti haklıyken, hakkı söylerken!? Affedemiyordum... Hep aynı anı hatırladıkça hep aynı duyguların ve düşüncelerin esiri oluyordum. Nasıl affedebilirdim peki? Affetmenin yolu var mıydı, neredeydi?
Başka bir açıdan bakmadıkça hiçbir yol bulamayacaktım ki. . . Bu da ancak "oku!" emrini uygulayıp doğru soruları sormakla olacaktı. Hikmetini bulmak için uzunca düşündüm. Bana ne öğretmek için yaşanmıştı bu olay? Allah bu olayla bana ne kazandırmıştı ve nelerden beni korumuştu? bu kapkara paketin içinde ne gibi harika bir hediye vardı benim için Allah'tan gelen!?
Babamın ara ara tekrarladığı bir vecize vardı ve birden o aklıma gelmişti. Çok iyi bir adama sormuşlar: "Bu kadar iyi olmayı kimden öğrendin?" diye. "Kötülerden!" diye cevaplamış. O halde..? Bir şey kendinin zıddını öğretiyorsa haksızlık ve adaletsizlik insana hak ve adaleti öğretiyor olmalıydı. kendimde en sevdiğim özellik de hakka riayet ve adil olmak değil miydi!? Aşırı merhametten doğacak marazları engelleyen hak ve adalet değil midir? Haksızlığı ve adaletsizliği yaşamamış olan nerden bilsin bu acıyı, bu duyguyu ve bunun felaket sonuçlarını..? Bilmeyen nasıl hassasiyet ve ehemmiyet göstersin hak ve adalete!? o Kara paketin içinde bana hediye edilen hak ve adalet hassasiyeti imiş meğer... Meğer beni şımarık bir bencil olmaktan, hedefine ulaşmak için, istediğini almak için haksızca adil olmaksızın hareket eden biri olmaktan korumuş bu olay... Deseler ki: "Bu olayı yaşamamış olmanın karşılığında senden bu hassasiyet alınacak, ister misin?" Kesinlikle kabul etmezdim ki! Ve bu kara paketi büyük bir sevgi ve heyecanla kabul ederdim!!! işte o zaman açıldı yüreğim, hikmeti kabul etti ve şifayı kucakladı. . .
Bana bugünkü adil, hak ve hukuka önem veren bir karakteri kazandıran o olayı yaşamak benim hakkımdı..! Hak ettiğim şey bir oklava darbesi değil o olaylardan sonra kazandığım ve korunduğum şeylerdi. . ! Bu anne lazımdı bana, bunları yaşatmalıydı Allah, hak ve adalet kavramlarını anlamam için. . . Ve işte Hızır ile yolculuk eden Hz. Musa'nın anlamaya muvaffak olamadığı hikmet sırrı, işte böyle bir şeydi. Hakkımı büyük bir şükürle kabul ettim... Bana bu hakkı veren hikmet sahibi Rabbime tüm şükredenler adedince şükürler olsun.
Evlilikle Birlikte
Dr. Nurcem Hanzadebek Çep Yeşiloğlu






Yorumlar