13. Bölüm: Bana Bir Şeyler Oluyor
- nurlarinsultani
- 4 gün önce
- 8 dakikada okunur

12.12.2021
Bir doğum günü devriyesi daha atlattım; sancılı, boğuk, buruk, hüzünlü. . . Ve ne yapılırsa yapılsın içimdeki üzüntüyü sevince, mutluluğa çeviremeyecek bir açlığın pençesinde olduğum gerçeğiyle yüzleştiğim bir doğum devriyesi. . . 34. doğum devriyesi bu. . . Yine sorguladım her şeyi; acımı, açlığımı, hayal kırıklıklarımı, ihanete uğramışlığımı, kandırılmışlığımı, değersizleştirilişimi sorguladım. Allah'tan istemek. . . Dünya şartlarınca elde edemeyeceğin bir şeyin ihtiyacını, eksikliğini duyarak O'ndan istemek. . . Ve hiç beklemediğin anda bu aciz kuluna sürpriz yapışı. . . Evet işte bu harika. . ! Bu, tüm açlıkları doyuran, kana kana sulayan bir lutuf. . . Ve her hatırladığında insanı yeniden, yeni baştan mutlu ediyor.
Kullara gelince... Ne gerek var ki şimdi onları hatırlamaya!? Bazen benden bile aciz, bazen benden bile kudretli, bazen benden daha öfkeli, bazense benden daha umursamazlar. . .
Bense dengesizim. . . Ya hiç konuşmuyorum, halsiz ve uykulu ya patır patır öfke kusan bir ağızım. Ben neyim, ben kimim? Ben beni istiyor muyum, ben kendi gerçeklerimle yüzleşmeye gönüllü müyüm? . . Doğum günümde gördüğüm garip bir rüya: "Telefonuma mesaj gelmiş hem de iki hafta önce pek tanımadığım, hakkında adından başka bir şey de bilmediğim bir akrabadan ama ben fırsat bulup cevaplayamamışım, bunun endişesini taşıyorum. Üstelik mesaj bir resim; kitaplıkta kitaplarla yazılmış <l what I> veya <I want I> yazıyor, mesajı anlamlandıramıyorum ama cevap da vermem gerek, çok zaman geçmiş mesaja karşılık vermemişim. Aynı mesajın farklı şekildeki bir kitaplıkta kitaplarla yazılmış olanının resmini yolluyorum. Sonra pencereden bakıyorum karşıda denizde apartmanlar yüzerek gidiyor batıdan doğuya doğru. Sular yükseliyor beni de içine alıyor ve daha önceden hediye ettiğim bir cevşen sayesinde kurtuluyorum, bir grup kadının olduğu bir adacığa alınıyorum, içlerinden en genç olanı tanıyorum ona önceden cevşen hediye etmişim o da beni tanıyıp elini uzatıyor, tutuyorum ve sudan çıkarıyor, adacığa aldırıyor." Gerçekten de gerçek hayatta öyle bir gence bir cevşen hediye etmiştim. Hayır, şifa ve gerçekleşen bir müjde olsun.
03.01.2022
Bana bir şeyler oluyor. . . Canım yanıyor mesela. . . Beni uykuya mahkum ediyor sonra. . . Sanki bir ayıymışcasına kış uykusuna yatmak istiyorum ve yatamadığım her vakit vücudum isyan ediyor gibi. . .
Vazgeçmekten vazgeçmeyi beceremiyorum henüz. Ne yardan ne serden, iki arada bir derede azaptayım. Bu can yangınının dumanı zehirledi hücrelerimi. Öylece hiçbir şey yapmadan yığılıp kalası var halimin. Fikrim bile işlemek istemez halde. . . Uyku. . . Uyku. . . Uyku. . . Durduruyor sanki işte hepsini; hissimi, fikrimi, fiilimi, geçmişi, geleceği, şimdiyi, endişeyi ve kendime bile itiraf etmekten kaçtığım sezgilerimi. . . Daha neleri neleri. . .
Vücudumun her yeri adını bilmediğim bir tür berelerle doldu, gün geçtikçe de artmaya devam ediyor. Ve sağ dizim, bugün bükemiyorum, ağrıyor. Başım bulanık, şakaklarım gergin ve ağır. Boynumun sağ ense tarafı sancılanıyor. Evet bana bir şeyler oluyor. Sol kasığımın üstünde morluklar oluşuyor. . . Duran ben değil bunlar olmalı, bu sayıp döktüklerim durmalı bense yoluma, yolculuğuma devam etmeliyim Hakk adına. . . Yola kararlılıkla revan olmalıyım. Bir yolcudan fazlası değilim ya da azı! Kalp pili attıkça ilerlemeye devam. . .
10.01.2022
Geçtiğimiz günlerde eşimle ilgili affetme ve af dileme çalışması yapmıştım vekaleten ona. Sonraki gün de "madalyon yüzü birleşimi" gibi "barış birlemesi" gibi bir imgeleme ve amaçla hem ona hem kendime çalıştım. Çalışmadan sonra uyuyup çok acayip bir rüya gördüm: "Allah'ın muhafazasıyla 19. Kendisiyle ruhani bir bağımız olan Mevlevi ablaların evinde bizim aile toplanmış; teyzemler, kardeşim ve eşi, eşim ve ben, kuzenim vesaire. İçimde Mevlevi ablaya bir şey danışmaya gitmişim gibi bir his var. O da cevaplamış sanki ve biz onun evinin kapısından apartmanından çıkıyoruz. Önce ben çıkıyorum ve normalde yokuş yukarı gidecekmişiz ama ben sanki beni bir şey çağırır gibi yokuş aşağı iniyorum; görülmemiş bir şey keşfetme daveti gibi bu his. Yokuşun aşağısında göl veya deniz varmış ve sadece oraya münhasır bir tür özel penguen çeşidi varmış. Denizden çıkmışlar da havada uçarak süzülüyorlar sakince. Kuzgun renginde gri-füme parlak ve uzun tüğleri var ve kanatları da uzun, kalın, güçlü. Bir sürüler ama, çoklar. Onlara şahit olmanın hazzını paylaşmak istiyorum ve arkamdan apartmandan çıkmış olan teyze kızına seslenip bu bilgileri vererek çağırıyorum. O da yanıma doğru geliyor. Fakat yolun sol tarafı böyle bataklık tarlası gibi tuhaf bir şey; oraya değen, inen bir hayvan bir halden başka bir hale geçip çürüyor sanki. Tam kuzeni uyaracakken bir bakıyorum penguenlerin heyecanıyla o tarlaya giriyor! "Çürüyecek şimdi, kurtuluşu da yok, kurtarmaya gitsem ben de çürürüm" diye düşünürken bakıyorum birden yükseğe sıçrıyor ve iki üç metre ileri atlıyor, daha çürümemiş, bozulmamış ama azabı duymuş. Bunu görünce euzübesmele çekip ayetlerle atlıyorum kuzenin tam üstüne. Ben ayetler okuyorum başka başka surelerden seçerek veya cevşenden, velilerin dualarından. O esnada üç boyutlu olan rüya iki boyutlu oluyor, çizgilerden ibaret oluyor, ne ben ne de kuzen var. Çizgiler önce Türk yurdu şeklini çiziyor sonra çadır sonra gittikçe daha da basitleşip tek bir çizgiye dönüyor ve en son ezan okuduğumu fark ediyorum. Bilincim açık ve sorguluyorum gördüklerimi. Ezanı okuyan benken sonra dışarıdan daha güçlü bir ses devam ediyor sanki okumaya, erkek sesi, imam sanki, hatta bilincim gerçekte ezan okunuyor da rüyada onu duyuyorum sanıyor. . ." Uyanıyorum ve kulak kesiliyorum; ezan mezan yok, zaten de olamaz çünkü hiç vakti değil sabah 10 sularında saat, böyle garip. . .
Bu psikolojik çalışmalar etki etti sanıyorum. Ömür ola, hayır ola. . . Mevlevi ablamın ısrarlarıyla rüyalarımı yazmaya başladım:) defterim rüya günlüğüne dönecek bu gidişle :)
13.01.2022
Cumartesi günü memleketten annemler geldi. Bu yıl da benimle kalmalarını istemiştim, geçen kış ablamdalardı. Sanki bir daha birlikte yaşama fırsatımız olmayacakmış gibi onları yanımda istedim. Onları sevdiğimi, iyi ki benim annem ve babam olduklarını, beni ben yapan parçalar olduklarını anladığımı ve her yaşanmışlıkla birlikte kabul ettiğimi söylemek istedim. Birini bir yanıma, diğerini diğer yanıma alıp oturmak ve sarılmak istedim. Sahteden değil!. . . Bunu istemek, buna ihtiyaç hissetmek, bunun idrakine varmak 34 yıllık bir öğrenimin sonucuydu. Her kelimem, her cümlem; hissederek söylenmiş, ruh üflenmiş bedenlerdi hayat bulmaya, yaşamaya gelen diğer ruhlarla, diğer ruhlarda! İşte bu yüzden sahteden değil, gelenek-görenekten değil, ezberden değil. . . Gerçekten istedim. . . annem solumda, babam sağımda olsun istedim. Her gün birlikte yürüyelim istedim. Bu somutun soyutu hakikatti: Ben onlarla ilerlemek istiyordum tekamülde, kullukta, varlık amacımızda. Biri geri kalsın istemedim, öfkelendim böyle olunca. . . Biri kör kalsın istemedim, öfkelendim böyle olunca. . . Anneme kızdım, babama ise inandım. . . "Ben anlamam!" diye diye "Ben bilmem!" diye diye kendini hapsettiği için gözlerini bağlayıp kulağını tıkadığı için kızdım anneme, öfkelendim. . . Gerçeklerden kaçtığı için, kendinden kaçtığı için içimde ihtiyarsızca bir öfke peyda oluyordu. Annemin ilerlemesine mani olan korkularını yenmesini istiyorum. Arınsın istiyorum üstüne giydiği emanet kıyafetlerden. . . Hiç tanımadığı kendini bulsun ve tanışsın istiyorum.
Bu gece "Kendini Affetme" çalışması yaptık onunla. . . Dünkü gibi dizlerine masaj yaparken "Adalet nedir?" diye sorup sorgulayıp cevap istedim ondan. Garip. . . Dona kalıyor, tarifini, tanımını bile yapamıyor. "Hayatından örnek ver" dedim, o da yok. . . Sonra babasının katlini, kuzeninin kaçırılışını hatırlattım, ancak ondan sonra bir şeyler söyleyebildi. Sanki yatalak ve konuşamayan hasta annesinin son zamanlarında onu bir kez anlayamayıp bunalıp sert bir hareket yapmış olması yüzünden kendini suçlayarak "hiçbir şeyi anlayamayacağına inanç" geliştirmiş gibi. Sanki onca adaletsizliği yaşayıp adalet göremeyince "adalet nedir" unutmayı seçmiş. "Kötü, acı ne varsa hepsini unut!" komutu vermiş beynine. . . Şimdi de alzheimer olmaktan korkuyor.
Yaptığımız her çalışma sonrası şifalanma rüyaları geldi. Özellikle de ben çok güzel mesajlar aldım rüyalarımda elhamdülillah.
20.01.2022
Annemle her akşam diz masajı ve "Adalet" kavramı çalışmalarımız devam ediyor. Sirius kavuşumu annemle adalet çalışmamızda eşi ve ondan gördüklerini hak etmediği duygusu ve fikri üzerine konuştum masaj esnasında. Hak ve adalet kavramlarını, ders ve imtihan kavramlarını, sevmek ve sevgide ortak koşma ihanetini konuştuk, ilahi sevgide nasıl da riyakar olduğumuzu. . . O gece rüya görmüş; banyo yaptığını ve eşinin yanına gidip yanağından öptüğünü. Eski duygularından arınma rüyasıydı bu :) Ertesi gece de "Affetme" çalışması yaptık, tam dolunay gecesiydi ve ay yengeç burcunda, yani annemin burcunda :) Yaptığımız çalışmalarda gördüğü ilk rüyası; herkesin girişinde su akan mağaralara hop diye atlayıp suya girdiği ama kendisinin korkup suya girmediği idi. Ona sonraki gece korktuğun şeyin kendisiyle yüzleşmek olduğunu söyledim. Bu rüyanın "kendisiyle, duygularıyla ve hakikat ve hikmetle yüzleşmekten korkmak" anlamına geldiğini anlattım. Anne ve babasını kaybettiği yılı konuştuk, annesiyle olan pişmanlığına çalıştık. Yatalak annesinin yanında kalmak ile alacağını tahsil etmeye gittiğinde kurşunlanmış babasının yanına hastaneye gitmek arasında kaldığı anı hatırladı. Kocasıyla ilişkisinde de gitmek-kalmak ilişkisini yaşadığını fark etti. Seçtiğim psikolojik kitapları da verdim annemle babama okusunlar diye. Babam hiç yanaşıyor görünmüyor. Annem şifalandıkça ben de şifalanıyorum:) Düne kadar her gün onları zorla dışarı yürüyüşe çıkarıyordum. Geçen gün pazardan döndüğümüzde üçümüz de hasta olduk. Ertesi gün deniz kenarına götürüp ıhlamur içirdim onlara orada. O esnada ben de denize daldım. Babam lezzet almaya o kadar kapatmış ki kendini, yaşamıyor hiçbir güzelliğin hissini. . . Ona ulaşamıyorum. Gece de yine "mizmarlar huzurumu kaçırıyor" diye tutturdu. Gitarıma, dombrama taktı yine. Şeytanın beni Allah ile kandırdığını söyleyip kalktı, giderken de "Sen kendini seviyorsun, bir daha gelmem bu son!" dedi. Her bir araya gelişte aynı tartışmayı yapmaktan çok sıkıldım. Hiç takılmadım onlara dün, "Yürüyüşe çıkalım." da demedim. Bıraktım öylece. . . Baktım bugün annem "Biz yürüyüşe çıkıyoruz." dedi. Ben de çıktım onlarla. Ama babam konuşmuyor, odasından da pek çıkmıyor. Karşıma "Biz gidiyoruz." diye yakında çıkabilirler muhtemelen.
21.01.2022
Babamın bel ağrısına çalışmaya başladık dün ve gece rüyasında: "Annemin babasıyla birlikte incir yediğini görmüş annem de yanlarındaymış. Bir de yerde bir salkım üzüm varmış." Sabah uyandığında da bel ağrısı daha da artmış ve sağ böbreğine ağrı vurmuş. Hücresel hafıza iş başında :)) Bu gece de "kendini affetme" çalışması yaptık; yağlı masaj, kalp ve musluk imgelemi kullandım biraz da bioenerji. Anneme gelince her akşam yarım saat dezenfekte ılık suda ayaklarını bekletiyoruz ve yağlı masaj ile farkındalık çalışması yapıyoruz. Bugün deniz kenarında "babasıyla vedalaşma" ve "erkek bebek evliliğimi kurtarır" yanılgısı ile ilgili tek başına çalışma yaptı. Son kısımda ona yetişebildim ve haberi olmaksızın arkasından destekledim onu. Şimdi şifalanma rüyalarını merakla ve duayla bekliyorum. Babam, annem ve kardeşim umarım şifalanma rüyalarına uyurlar bu gece :)
23.01.2022
Benden başkası gördüğü rüyayı hatırlamadı malesef. . . Ama ben öyle uzun, sembollerle dolu, kişi kadrosu geniş ve olay örgüsü girift bir rüya gördüm ki herkesin görüp göreceği rüyalara bedeldi sanıyorum:)) Bu gece annemle deniz kenarındaki ablamın daha küçük olduğu bir anısı üzerine çalıştık. Kardeşimle "kendi parçalarını birleştirip bütünleşme ve arınma" üstüne çalıştık. Babamla "erkek evlat sevdasının" farkındalığını çalışmaya çalıştık. . . Bu üçü de aslında birbiriyle bağlantılı travma ve sonuçları olduğundan herkesten ciddi mesajlar içeren rüyalar bekliyorum.
24.01.2022
Kardeşim iki rüya görmüş. birinde: " Bir köyde yirmili yaşlarda kimsenin istemediği bir kız var. köydeki herkesin elini tutmaya çalışıyormuş sırayla. En sonunda bir kedi-köpek gibi bir hayvanın elini tutuyormuş. Sonra kız ölüyor ama ruhu köye geliyor, köylüler artık tutamaz sanırken kız yine sırayla herkesin elini tutuyor ve yine sona o hayvanın elini tutuyormuş gerisini hatırlamıyor." Diğer rüyası: "Deniz ve kayalıklar varmış uçurum gibi ve yukarılarda evler var. Kardeşim dron gibi görüyor rüyayı sadece, kendisi yok. Evlerin duvarları arasında yere çöküp oturmuş ablamı görüyor. Yanına inip konuşup gidiyor, gerisini hatırlamıyor.
Ablamı arayıp rüyasını sordum: " Annemle birlikte bir eve gitmeleri gerekiyormuş. Evin kapısında bir kartal içeri girmelerine mani oluyormuş. Bir zaman sonra ablam kartalı eline alıp seviyormuş, iyi anlaşıyor ve "sen hiç göründüğün gibi korkunç değilmişsin" diyormuş, gerisini hatırlamıyor.
Annem ise rüyasında bizim buralarda, benim mekanlarda birlikte yürüdüğümüzü görmüş yollarda.
Babam yine annemin babasını görmüş rüyasında ama hatırlamıyor başka bir şey.
31.03.2022
Dün anne aradı, açtım. "Veda etmek için aradım." dedi. "Ne vedası ya!? Kapat telefonu!" dedim ya da demedim hatırlamıyorum, kapattım telefonu. . . Gitmişler. . .
Artık hiç konuşmak istemiyorum. Uzunca bir süre hiç, hem de hiç. . . Belki de verdikleri sözleri tutana kadar. . . Hiç benim için gelmişler gibi hissetmiyorum, hiç bana özel olmadı. Geldiler güya, bir ay kaldılar ve ablama geçtiler. Güya geri geleceklerdi bana. Bir buçuk ay orda kaldılar. Güya geri gelecek-tiler. . .-tiler!
Ne hissettim de hazmedemiyorum? Ne hissettirdi, neleri hatırlattı ki mutfakta bulaşık yıkarken söylediğim "Kurşun adres sormaz ki" şarkısında ağladım, söyledim, ağladım. . . Kandırılmışlık, aldatılmışlık, değersizlik, aşağılanma, küçük görülme, umursanmama, insan yerine konmama, duygularına-kalbine önem verilmemesi, başkalarının ve başka şeylerin benden daha önemli olması. . . Benim için yapılanlar sanki hep baştan savma. . . Sahipsiz ve kimsesiz bıraktılar yabancı bir şehirde, yabancı insanlar arasında nikahımda. . . Kendi ailemden hiç kimse yoktu, bir tane bile imza atarken evliliğe. . . Tıpkı yıllar yıllar önce dört-beş yaşlarımdayken köyde söyledikleri gibi annem ve babam olmadılar benim!!! Yalnızdım ben. . . Bu yüzden hep yalnız yaşadım. Bu kez bana, evime geldiklerinde onlarla ilgilenebildiğim için mutlu oldum, şükrettim ama onlar benimle ilgilenmediler, verdikleri sözü de tutmadılar. . . Yine güvenilmezler! Eskiden olduğu gibi yine ansızın beklenmeyen bir şey yapıp insanı şok ediyorlar. Baba efendi memlekete gideceklerini söyleme lutfunu bile göstermedi. Anne hanım da yola çıkmadan hemen önce "vedalaşmak" için aradı. . . Ne lutuf. . !
"Kurşun adres sormaz ki yaktın beni en derinden, depremlerde yine yüreğim, yangınlar çaresiz. Dön gel yine sev beni, sar sevgine sevgimi, nefes gibi muhtacım sana. . ."
Evlilikle Birlikte
Dr. Nurcem Hanzadebek Çep Yeşiloğlu




Yorumlar